ORADAYDIK: KINGS OF CONVENIENCE

Bu topraklar onları çok seviyor. Ülkemizin malum karmaşasına bir durgunluk sunmaları nedeniyle mi, yoksa son birkaç senede katlanarak büyüyen arabesk sevdamızdan mı bilemiyorum. Üzerimizdeki kara bulutları bir nebze dağıtan gruplardan biri de Kings of Convenience. Bunu da gayet iyi bilen organizatörler, bir kez daha Norveç’in medar-ı iftarı Kings of Convenience’ı ülkemize davet etti. Üstelik bu defa iki gece birden. Biz de Zorlu PSM’deki konserlerden ilki için oradaydık.

Daha önce ekibimizin keskin kulaklarından İrem’in de kaleme aldığı gibi, geçtiğimiz sene gelen albümleri Peace or Love, 12 senelik bir bekleyişe nokta koymuştu. İrem’in de detaylı bahsettiği gibi bu sürenin bu kadar uzun sürmesinin en önemli sebeplerinden biri de grubun gerçekten içlerine sinecek kayıtlar ortaya koymakta olan ısrarıydı. Kings of Convenience, gerçekten yaptıkları işin hakkını vererek arkasında gururla durabilecekleri kayıtlar sunmayı önemseyen bir grup. Dün akşamki İstanbul konserlerinde de bu hassasiyetlerine bir de canlı performans sırasında tanıklık ettiğimizi düşünüyorum.

Her ne kadar oturarak izlenen konserlerin tamamen bir hata olduğu düşünsem de dün akşamki Kings of Convenience konserinde oturma düzeni olması konserin ambiyansını daha da güçlendiren bir detay olmuş. Grubun buğulu ve dinleyiciyi hayallere çeken vokalleri, üzerimde bir ağırlık ve kendini tam anlamıyla ana bırakma isteği uyandırdı. Öyle ki ilk başta bu düzeni yadırgasam da konser başladıktan birkaç şarkı sonra elimde bira tutma, yanımdakine fazla yanaşmama, grubu görmeye çalışma gibi rutin ama tatlı konser endişelerimi bir kenara bıraktım. Üzerimdeki ağırlıkla koltukta oturmak iyi geldi.

Kings of Convenience, performansları sırasında ağırlıklı olarak 12 seneden sonra gelen Peace or Love albümlerinden kayıtları canlı olarak sergiledi. Erlend Øye ve Eirik Glambek Bøe ikilisi, (ve evet, aksanları yazabilmek için isimlerini internetten kopyaladım) iki gitarları ve ortaya koydukları tüm anlık mevcudiyetleri ile bizim için orada olduklarını hissettirdiler. Hatta Erlend bazen “şu anda orada o şekilde bizimle olduğu için” şükranlarını sundu evrene. Bizi daha yakından görebilmek için ışıkların biraz daha karartılmasını istedi.

Konserin encore’a doğru giden son 4 şarkısına kadar bu tempoda ilerledik. Konserin bu yapısı, performansa başlı başına bir sıcaklık katsa da bazı prodüksiyonu ağır şarkılarda kısa kaldığını da hissettirdi. (Örneğin; Feist iş birlikleri Know How) Grup, bunun da farkında olsa ki bu şarkıda Feist’in kısımlarını bizim söylememizi istedi. Sadık Türkiye dinleyicisi ise şarkının tonunu bile kaçırmadan bu görevin altından başarıyla kalktı. Bazı şarkılarda ise grup bize ufak müzik dersleri verdi. Böylece onlara şarkıları sırasında ritim tutarak eşlik ettik.

Encore öncesindeki son dört şarkıda ise (Fever, Boat Behind, Rule My World ve I’d Rather Dance with You) gruba daha önce yolda karşılaştıkları ve sonrasında turneye davet ettikleri Meksika’dan iki müzisyen eşlik etti. Davul ve basın da eklenmesi ile bu şarkılara sergiledikleri performanslar, Erlend’in ergen dansları ile buluştu ve ortaya tam bir “folk partisi” çıktı. Davul ve bastan güç alarak zenginleşen melodiler, performansı da zenginleştirdi. Böylece durgun geçen 1 saatin sonunda hayallerimizden bir nebze sıyrılıp koltuklarımızı terk ettik. Sırf partilemek için… Özellikle I’d Rather Dance with You‘daki sahne ışık şovu ŞU ANA KADAR KONSERLERDE GÖRDÜĞÜM EN GÜZEL ŞEYDİ. Büyük harflerle yazdım ki seneler sonra bile bu yazı ile karşılaştığımda o ana geri döneyim, tekrar tekrar yaşayım o dakikaları.

Kings of Convenience’ın 2022 Zorlu PSM konseri, her bir dinleyicinin grup ile birlikte sadece kendilerinin oradalarmış gibi hissettirdiği bir deneyimdi. Aynı duyguları hisseden yüzlerce kişinin bir araya gelmesi ise uzun bir aradan sonra ilk defa bana kendimi br seyirci topluluğunun parçası olarak hissettirdi. Önce koltuklarımızda oturup anın tadını çıkarıp müzik içerisinde kaybolduk. Sonra da hepimiz ayağa kalkıp hissettiğimiz tüm duyguları onurlandırırcasına dans ettik. Büyük bir Kings of Convenience hayranı değilim, ancak yine de bu grubun konserlerinin kaçırmak istemeyeceğiniz bir deneyim olduğunu söyleyebilirim.